DÜNYA OYUNCAK TARİHİ

DÜNYA OYUNCAK TARİHİ

Oyuncak denilince kiminin aklına araba, kiminin aklına saçları güneş gibi parlayan bir bebek, kiminin aklına tahtadan bir at, kiminin ise bilgisayarlarda çeşitli konsüller aracılığı ile oynadığı mekanizmalar gelir.
Küçükten Büyüğe herkes oyun oynamaktan hoşlanır. Kimi saatlerce bilgisayarda takımını turnuvadan turnuvaya sürüklerken, kimi kendi boyundakilerle ip atlar, küçük tencere ve fincanlarla evcilik oynar.
Oyun ve Oyuncağın tarihi ise insanlığın varoluşu kadar eskilere dayanır. Tarihimizde bilinen ilk oyuncak Mısırlılara aittir. M.Ö. beşinci yüzyıl başlarında Mısırlı çocukların, şimdiki yaşıtları gibi Tahta Atlara binmekten çok hoşlandıkları belgelenmiştir. Bütün çağlarda olduğu gibi çocukların ( bizim dönemimizde de öyle idi ) en önemli oyuncakları arasında hayvanların özel bir yeri vardır.
Tahta Atlar ve benzer hayvanların seri üretimlerine ise Almanya tarafından 1700’lerde başlandığını söyleyebiliriz. Eski oyuncaklara ve oyuncak tarihine meraklı iseniz ve yolunuz Sonneberg / Almanya’dan geçecek olur ise, Alman Oyuncak Müzesinin sizi büyüleyeceğine eminim. Bulunan en eski ve Oyuncak Bebek devrinin başlangıç hikayesinin baş rolünde ise Alman Heinrich Schiliemann vardır. Yunan Kil sanatı ile yapıldığı tahmin edilen oyuncak bebeğe ” Çıngırak Kil Bebek ” adı takılmıştır. Bu bebek, kilden yapılmış olup hareketli kol ve bacaklara sahipti.
1800’lerin başlarında tahta eklemli, kalıpta işlenmiş bebekler yapılmaya başlandı ve bu bebeklere de Sonneberg Bebekleri ismi takıldı. On dokuzuncu yüzyılın başlarına kadar herhangi bir estetiği içermeyen bebekler, bu yüzyılın sonlarına doğru yuvalı eklemler, uyuyan gözler, süslü dekoratif elbiseler ve ses çıkartabilen bebekler olarak gelişmeye başladılar.
Oyuncakların gelişim ve beğenilme dengelerini masaya yatırdığımızda toplumların İlgi Değişimlerini de rahatlıkla izleyebiliriz. Örneğin; Ortaçağda çocuklar ağırlıkla şövalyeler, atlar, askerler ve bebekler ile oynarken, bugünlerde Astronotlar, Uçan Adam figürleri ve çeşitli silahlar ve değişik teknolojiler donatılmış olması da bir gösterge sayılabilir.
Ülkemizde ise oyuncak üretimi denildiği vakit ilk akla gelen Osmanlı Döneminin Eyüp Oyuncaklarıdır. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde 100 dükkan ve 105 nefer olarak Oyuncakçı Esnafı betimlemiştir.
Osmanlı Dönemi oyuncakçılarından bahsetmişken, o dönem çocuklarının ise en çok severek oynadıkları oyuncakları arasında, Çember, Tahta Araba, Dönme Dolap, Düdük, Tef, Dümbelek, Fırıldak, Top, Topaç, Şakşak, Kaynana Zırıltısı ve Aynalı Beşikleri sayabiliriz. Almanya’daki oyuncak müzelerinden bahsetmişken, yurdumuzda da önemli oyuncak müzelerinden bahsetmeden olmaz. Bunlardan en önemlilerini İstanbul, Antalya, İzmir ve Ankarada gezebilirsiniz. Hadi kendinize bir iyilik yapın ve bu hafta sonu çocuklarınız veya arkadaşlarınız ile Geçmişe Bir Yolculuk yapıp, yakınlarınızdaki bir oyuncak müzesini ziyaret edin. Temin ediyorum haftanın stresini geçmişe ve çocukluğunuza giderek unutacaksınız.

Kaynak:

Vikipedia
Sonneberg Oyuncak Müzesi
Ankara Ünversitesi Oyuncak Müzesi

Oyuncak nedir ve nasıl tanımlanır? Oyuncakların ne gibi bir önemi ve işlevi vardır? Oyuncaklar hakkında genel bilgilerin yer aldığı yazımız.
OYUNCAK, ufak yaşta çocukların eğlenip oyalanmasına yarayan şeylerdir. Oyun gibi oyuncak da çocuğun ruhça gelişmesine büyük yardım eder.
Tarih öncesi çağlardan beri çocukların oyuncaklarla oynadığı sanılıyor. Mısır’da, İran’da yapılan kazılarda çeşitli oyuncaklar bulunmuş, eski Girit medeniyetinin kalıntılarında çok güzel bebeklere, oyuncak ev eşyasına rastlanmıştır.
Oyuncak, bir çocuğun hayalini genişletmesine yardım ettiği müddetçe hoşa gider. Küçük kızların çoğu bebekle, oyuncak ev eşyası ile oynayıp kendilerini annelerinin, daha başka büyüklerinin yerine koymaya çalışırlar. Bu oyuncaklarla oynarlarken hayallerini genişletebilirlerse oyun devam eder. Sonra öyle bir nokta gelir ki, oyuncak çocuğun hayalini artık besleyemez olur. O zaman çocuk bu oyuncakla oynamaktan bıkar, kendini oyalamak için başka bir çare aramaya koyulur.
Çocukların hayal kuvvetleri büyüklerinkinden çok daha geniş olduğu için bazan bir sopa bir çocuğu bir gün oyalayabilir. Küçük bir sopanın üzerine iliştirilmiş tahtadan oyma bir baş bir kız çocuğunun gözünde güzel bir kıraliçe, mesut bir ev kadını, herkesin beğendiği meşhur bir insan olabilir. Bu oyuncakla oynarken hayalini de daha fazla genişletir, çeşitli hikâyeler uydurur. Erkek çocuk için ise o sopa at, kılıç olur.

Birçok ülkelerde oyuncakların tarihi, İnsanlığın tarihi kadar eskidir. Eski Mısır’da çocuklar tahta bebeklerle, tahtadan yapılmış timsahlarla oynarlardı. Roma’lı çocuklar topa, arabaya, çembere meraklıydılar. Ortaçağ’ın çocukları babalarının zırhlı elbiselerini, miğferlerini hatırlatan kıyafetleri severler, ellerine tahtadan haçlar alıp askerlik oynarlardı. Ortaçağ’dan kalma oyuncakların hepsi usta ellerden çıkma eşyalardı.
Oyuncak çeşitlerinin artmasında yeni icatların da çok önemli payı olmuştur. Her yeni keşifle birlikte ortaya yeni bîr de oyuncak çıkmıştır. Meselâ oyuncak radyolar, oyuncak gemiler, oyuncak trenler, oyuncak füzeler, roketler XX. yüzyılın yenilikleridir.
Bugün bütün dünyada oyuncakçılık önemli bir sarayı haline gelmiştîr. Bu arada, Amerika’da Japonya’da oyuncakçılık çok ileridir. Yalnız, çocukların değil, büyüklerin bile zevkle oyalanabilecekleri oyuncaklar yapılmıştır. Daha eski devirlerde Avrupa dünya oyuncakçılığının merkeziydi. Fransızlar’ın süslü püslü bebekleri bütün dünyaca ünlüydü, Almanya’da Nürnberg şehri de oyuncak sanayiinin merkezi haline gelmişti.